NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
الْعَلَاءِ
حَدَّثَنَا عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
وَهْبٍ عَنْ
عَمْرِو بْنِ
الْحَارِثِ
عَنْ
بُكَيْرِ
بْنِ الْأَشَجِّ
عَنْ
عُبَيْدِ
اللَّهِ بْنِ
مِقْسَمٍ حَدَّثَهُ
عَنْ رَجُلٍ
عَنْ أَبِي
سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ
أَنَّ
عَلِيَّ بْنَ
أَبِي طَالِبٍ
وَجَدَ دِينَارًا
فَأَتَى بِهِ
فَاطِمَةَ
فَسَأَلَتْ
عَنْهُ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَقَالَ هُوَ
رِزْقُ
اللَّهِ
عَزَّ
وَجَلَّ
فَأَكَلَ
مِنْهُ رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
وَأَكَلَ
عَلِيٌّ
وَفَاطِمَةُ
فَلَمَّا
كَانَ بَعْدَ
ذَلِكَ
أَتَتْهُ
امْرَأَةٌ
تَنْشُدُ الدِّينَارَ
فَقَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَا عَلِيُّ
أَدِّ
الدِّينَارَ
Ebû Saîd (el-Hudrî)'den
(rivayet edildiğine göre)
Ali b. Ebî Tâlib bir
dinar bulup Hz. Fatıma'ya getirmiş, (Hz. Fatıma da) Onu (harcamanın haram olup
olmayacağını) Resûlullah (S.A.V.)'e sormuş (Nebi (S.A.V.):
"Allah'ın
rızkıdır" buyurmuş. Sonra ondan Resûlullah (S.A.V.) de yemiş, Hz. Ali ile
Fatıma da yemiş. Sonra Hz. Ali'ye, onu arayan bir kadın çıkmış gelmiş. Bunun
üzerine Peygamber (S.A.V.):
"Ey Ali, dinarı
(ona geri) ver" buyurmuş, (Hz. Ali de geri vermiştir).
İzah:
Kütüb-i sitte İçinde
sadece Ebû Dâvûd rivayet etmiştir.
Hafız Zeylâî'nin
açıklamasına göre Hafız Münzirî mevzumıızu teşkil eden bu hadisi açıklarken
şöyle demiştir: "Bu hadis-i şerifte izahı müşkil olan taraf Hz. Ali'nin
bulmuş olduğu bir dinarı hiç ilan etmeden harcamış olmasıdır. Halbuki sıhhat
bakımından daha üstün ve sayı bakımından daha çok olan birçok hadis-i şerif,
bulunan bir yitik malı usûlüne göre ve yeterince açıklamadan harcamanın caiz
olmadığını ifâde etmektedir. Kanaatimce bu meselenin izah tarzı şudur:
Aslında bulunan yitik
bir malın ilanı için kalıplaşmış belli bir ifâde yoktur. Bu nedenle Hz.
Ali'nin, bulmuş olduğu bu malı Hz. Peygamber'-in etrafında kalabalık bir cemaat
bulunduğu bir sırada Hz. Peygamber'e haber vermiş olması bir ilan sayılmış,
orada malın sahibi çıkmayınca artık o malı yemek ona helâl olmuştur. Bu durum
buluntu malın bir defa ilan edilmesinin yeterli olduğuna dair olan görüşleri
kuvvetlendirmektedir".
Hafız Zeylâî sözlerine
şöyle devam etmiştir: "Her ne kadar Hafız Münzirî böyle demişse de bana
göre mesele hiç te böyle değildir. Binaenaleyh Hafız Münzirî'nin zannettiği
gibi buluntu malı bir defa ilân etmek yeterli değildir. Nitekim Abdurrezzak'm
Musannef inde Hz. Ali'nin söz konusu dinarı üç gün ilan ettiği rivayet
edilmektedir.[Zeylâî, Nasbür-râye III, 469.]